Bu yıl, basitlik, hakkaniyet, şeffaflık ve kolaylık yılı
2024 ekonomisini konuşan ve hazırlanan markalara, öncelikle önerim seçim mimarilerine bakmalarıdır.
Seçim mimarisi tüketici zihninde satın almaya giden yolun kendisidir.
Tüketicilerin özellikle beyaz yaka profesyonellerinin yüzde 69’unun alım gücünün bu denli düştüğü dönemde, zihinleri de hayli karmaşık ve yorgun olacaktır.
Yeni mesajlar, karmaşık kampanyalar duymak istemeyecekleri yıl olacak. 2024, ürünleri çok konuşacağımız veya inovasyon çok yapacağımız bir yıl olmamalıdır.
2024 yılında basit seçim mimarilerine ihtiyaç var. Kurumların daha güçlü ve bilinen ürünleriyle var olduğu, basit seçim mimarilerle tüketicinin önüne çıktığı, hemen kazanmaya odaklandığı, doğru ürün gruplaması yapması gereken bir döneme girdik.
2024 basitlik yılı. Hakkaniyet yılı. Şeffaflık yılı. Kolaylık yılı.
Bu dönemde markaların kendi kategorilerinde tamamlayıcı ürünler sunmaya yönelik adımlar atması gerektiği bir döneme de girmiş olduk. Tamamlayıcı ürünlerle birlikte alınan ana ürün, tüketiciye satış anında fiyat avantajı sunabilmeli.
Bu, özellikle kanal gücü olan perakende markaları için geçerli. Taşıyıcı ürünümün tamamlayıcı ürünleri hangileri olur ve ben bunları nasıl portföyüme eklerim sorusu en önemli sorulardan biri olacak. Tüketici bu dönemde karar verirken hata yapmaktan çok çekinecek çünkü her bir hatanın bedeli kendisi için çok yüksek olacak.
Hata önleme teknolojilerinin çok önem kazanacağı bir döneme giriyoruz. Kurumlara önerim kendi kategorilerinde tüketicinin karar verme aşamasında yaptığı en sık yanlışları listelemeleri ve bunlara yönelik hata önleme teknolojilerine yatırım yapmalarıdır. 2024, imaj iletişimlerinin çok yapılacağı veya yeni ürün lansmanlarının artacağı bir yıl değil.
Hatta markalardan çok kanallara yatırım yapılması gereken bir yıl. Yatırım yapılması gereken alan markadan çok satış kanallarıdır. 2024’te ürün önerilerimizi de güncellemekten çekinmemeliyiz. 2024’ün başarılı geçecek iş modellerinin 2023’ün başarı getiren iş modelleriyle aynı olduğunu görüyoruz: Abonelikler. Ücretsiz teklifler üzerinden denetmeler.
Pazar yerlerine daha çok yatırımlar. Paylaşım ve dayanışma sistemlerini yükselişi; Martı, Tiktak gibi. Daha premium deneyimler. Deneyim kurgulamak kolay iş değil. Karşımızdakinin katılım paterni ve içselleştirme skalasında farklı senaryolar öne çıkabiliyor.
Ayrıca markaların tarzı da deneyimi şekillendiriyor. Deneyime yatırım kesilmemeli. Markanın tamamlayıcı ürünlerle ekosistemler kurmaları. Bu yukarıda yazdıklarım, 2024 için tek ve lineer bir senaryonun olmadığını gösteriyor maalesef. 2024’e dair farklı yaklaşımlarla farklı senaryolar üretmek, bunları proaktif olarak tahminlemek ve gelişmelere göre pivot etmek zorunda kalacağız.